Türkiye’de yeni bir milliyetçi yükseliş var. Bu yükselişin temel nedeni ise Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmeye yönelik AKP eliyle yürütülen uluslararası operasyon. Günümüzde “Türkçü” veya “Arap karşıtı” diye nitelendirilmeye çalışılan toplumsal tepkinin temelinde, Türk milletinin son derece haklı bir direnci, refleksi yer alıyor.
AKP ve “M”HP ise özellikle milliyetçi gençleri şeytanileştirmeye çalışıyor. İktidar medyası ve sarayın borazanına dönmüş sahte solcular da bu koraya katılıyor, Türk gençlerini linç ettirmek için hedef gösteriyor.
Kimileri yükselen Türk milliyetçiliğine şaşırıyor. Şaşıracak ne var? Ne bekliyordunuz? Siz Türkiye’yi ve Türk milletinin kanla canla kazandığı vatanı yok edeceksiniz ve herkes kurbanlık kuzu gibi kaderine razı olacak.
Eğer bir ülkenin sınırları delik deşik edilirse… Son 10 yılda en az 10 milyon yasadışı göçmen ülkeye doldurulursa… Ülkenin tüm demografik, ekonomik ve sosyolojik dengeleri alt üst edilirse… Ülkeye doldurulan yasadışı göçmenlerden milyonlarca sahte vatandaş ve seçmen yaratılırsa… Ülkenin asli unsuru olan milletin, egemen olması gereken ulusun mensupları ikinci sınıf vatandaş haline getirilirse…
Tüm bunlar bizzat dış desteği de arkasına alan iktidar tarafından gerçekleştirilirse, o ülkenin halkının milliyetçi bir tepki göstermesinden daha doğal hiçbir şey olamaz!
AKP’nin 22 yıllık Türk düşmanı iktidarı, dönem dönem ulusal infiallere ve toplumsal hareketlere yol açtı. Belli dönemlerde bu hareketler polis ve yargılama kumpaslarıyla bastırılmaya çalışıldı. Belli dönemlerde ise yükselen Türklük bilincinin altında kalacağını anlayan AKP, bizzat kendi politik manevraları ile kendini kurtarmaya çalıştı. Hatta bir dönem milliyetçi yükselişi, “yerli ve milli” masallarla aşmaya çalıştılar.
Türkiye’yi zapt etmek, Türk ulusunu esir almak isteyenlerin önünde en büyük engel olarak “Türk sorunu” hep duracaktır. AKP lideri “Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldık” demişti PKK ile açılım yaparken, öyle olmadığını olamayacağını anladı ki, yüz tane oportünist manevraya ihtiyaç duydu. AKP diktası kurulurken bir numaralı müttefikleri olan Fethullah ise yıllar önce “ulusalcı dalgayı aşacağız” demişti Atlantik ötesinden… Hiç de aşılamayacağını o da acı bir şekilde gördü.
Türk ulusalcısı, Türk milliyetçisi veya Türkçü yükseliş, adına ne dersek diyelim bir gerçektir. Kendini hissettirir. Bütün kritik anlarda kendini gösterir, ağırlığını koyar, dengeleri değiştirir.
AKP’nin ilk iktidara geldiği aylarda, 70 bin ABD askerini tezkere ile güneydoğuya sokmak istediler. Ulusalcı dalga yükseldi.
AKP, Annan Planı ile Kıbrıs’ı ABD’ye, AB’ye ve Rumlara peşkeş çekmeye çalıştı, karşılarında yine milliyetçi yükselişi gördüler.
AKP, PKK ile terör açılımı başlattı. TSK’ya karşı Cemaat-PKK ile ortak Ergenekon kumpasını başlattı, dev bir tsunami gibi yine ulusalcı ve milliyetçi yükselişi gördüler.
AKP lideri, Türk’ün İstiklâl Savaşı’nın kahraman liderlerine “ayyaş” diye saldırdı; karşısında tarihin en büyük sivil direnişini, Gezi İsyanı’nı buldu. Sol yumruklu gençler ile bozkurt işareti yapan gençler aynı infialin, aynı direnişin parçasıydı.
Nihayet AKP bu dalganın altında kalmamak için kendini PKK’nın, HDP’nin yanından, Bahçeli’nin yanına attı. Ancak bunlar var olan gerilimi sadece ertelemekten ibarettir. Burada uzlaşmaz bir çelişki var: “Türk milletini ayaklar altına almak” isteyenler ile Türk milleti arasındaki kavga kaçınılmazdır.
AKP’nin bu uzlaşmaz çelişkiye bulduğu yanıt, Türk sosyolojisini ortadan kaldırmaktır. Eğer 80 milyon Türk milletini yenemezsek, 10 milyon sahte vatandaş, daha doğrusu AKP vatandaşını, yardıma çağırırız dediler. Bu konuda da en büyük desteği ABD, AB ve Batı’dan aldılar çünkü ortak düşmanları Türk ulusal kimliği ve yapısıdır.
Son milliyetçi yükseliş Türkçü ve hatta “Arap karşıtı” görünüme sahip… Saray medyası ise “Arap karşıtlığını” Batı’nın kışkırtması olarak yansıtmaya çalışıyor.
Öncelikle şu belirtelim. Bu konuda Batı uşaklığı yapan açıkça AKP’dir. AB’den milyarca Euro alıp, karşılığında Türkiye’yi kaçak göçmen deposuna çeviren, AB’nin istikrarı için Türkiye’yi kaosa sürükleyen kim? AKP!
İngiliz emperyalistlerinden para alıp, Ege sularında dahi İngiliz özel servis elemanlarını devriye attıran milli hainler kim? AKP!
Biden ile kaçak görüşme düzenleyen, illegal ve gizli anlaşma yapan, Afganistan’dan çekilen ABD’nin işbirlikçisi yüz binlerce Afgan’ı Türkiye’ye sokan, doğu sınırlarımızı delik deşik eden kim? AKP!
Utanmazlığa bak! Resmen Türkiye’yi ABD, AB ve İngiltere’ye kiralayacaklar, onlar için milyonlarca kaçak göçmene gardiyanlık yapacaklar, bu işi para karşılığı ve yasadışı anlaşmalarla kotaracaklar… Hem de Batı karşıtı onlar olacak, Batı yanlısı ise Türk milliyetçisi gençler.
Mülteci davetkârlığı adı altında Türk vatanına karşı gerici ve emperyalist bir saldırı gerçekleşiyor. Bu tür saldırılara karşı toplumsal reaksiyon ve isyan hep olur.
Evet, en saf ve kullanılmaya açık yönüyle “Arap düşmanlığı” Batıcı etkiye açıktır. Tıpkı Ortadoğu’daki Araplardaki “Türk düşmanlığı” gibi… Ancak bugün Türkiye’de yaşanan “Arap düşmanlığı” değil, AKP’ye ve onların yasadışı göçmen politikasının arkasındaki gerçek güç olan Batı emperyalizmine olan düşmanlıktır.
BOP için Irak’ı ve Suriye’yi yok edip parçalamak “Arap dostu”, Türkiye de parçalanmasın diye tepki göstermek ise “Arap düşmanlığı” oluyor öyle mi?! Hadi oradan!
Bugün en büyük Arap dostluğu, 10 milyona yakın Suriyelinin vatanlarına dönmesi ve Suriye’nin yeniden bağımsız bir Arap devleti olmasını savunmaktır.
Saçmalığa bak! BOP için Arap ülkelerinin parçalanıp, sürgün edilen halklarının Türkiye’ye doluşturulması “Arap dostluğu” ve “İslam kardeşliği” olacaksa, varsın o tür bir dostluk ve kardeşlik bizden de Araplardan da uzak dursun.
Toplumsal hareketler, illa doğru sloganlar ve siyasi liderliklerle başlamak zorunda değildir. Halk er ya da geç gerçek kimliğine ve doğru sloganlarına kavuşur. Yeter ki siz halkın yanında olun, karşısında değil.
Türkçü yükseliş ve Türk gençliğinin tepkilerini kucaklıyoruz. Adam sokakta gördüğüne tepki gösteriyor. O da Arapça konuşuyor. Bu çok doğal bir sosyal olgu. Ancak asıl tepki Saray’a ve onu Türkiye’yi kaçak göçmenlerin yok etmesi için milyarlarla destekleyen Batı’yadır. Merak etmeyin yakında Saray’a da gösterir tepkisini. Zaten saray da bunu biliyor.
Halkı, halk düşmanları çok daha iyi tanır. Hele bir sel yola çıksın, yatağını da, kimleri önüne katacağını da bulur.