Konya şehir Hastanesi’nde görevi başında bir hasta yakını tarafından katledilen Dr. Ekrem Karakaya’nın ardından özellikle başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarının öfkesi dinmezken, gözler dün Ekrem Karakaya’nın cenaze töreninde protestoların odağı olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’daydı.
Doktorlara yönelik şiddet, uzun zamandır Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri ve özellikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanlarının güvenlik taleplerinin muhatabı olarak iktidarın duyarsızlığı nedeniyle tepkilerin de hedefinde yer alıyor.
Sağlık Bakanı Koca’ya tepki gösterilmesi elbette yerinde ancak mesele sadece Fahrettin Koca’ya tepki göstermekten çok daha öte bir durum söz konusu. Dün bu sayfada yayımlanan Ozan Pekgöz’ün, “Doktorlar giderlerse gitsinler” zihniyetinin sonucu: “Doktorları öldürürlerse öldürsünler” başlıklı yazısı meselenin özünü ortaya koyan tespitler içeriyordu.
Evet, Türkiye’de doktorlara yönelik şiddetin nedeni, bizzat iktidarın başındaki Erdoğan’ın bu ülkenin doktorlarına değer vermemesi ve adeta düşman görmesiydi. “İmam” öyle yapınca cemaat de böyle yapıyor.
Doktorların ve sağlık çalışanlarının öfkesinin bu kez kolay kolay dinmeyeceği, dün cenaze töreninde Bakan Koca’nın yuhalanması ve protesto eylemlerinde polisin müdahalesine rağmen hekimlerin ve sağlık çalışanlarının protestolardan vazgeçmemesiyle ortaya çıktı.
Sağlık çalışanlarının tepkileri Erdoğan’a yönelir mi, bilinmez ama AKP’nin önümüzdeki seçimler için adımlar attığı bu süreçte AKP, Bakan Koca’yı daha ne kadar korur, üzerinde düşünmek gerek.
Bakan Koca, yuhalandığı cenaze töreninde yaptığı konuşmada, “Hiçbir hekim arkadaşım, hiçbir çalışan arkadaşım asla yalnız olduğunu hissetmemeli. Devlet iradesinin bütün gücüyle yanımızda olduğunu bilelim.” demiş. Bakan Koca bir yerde haklı, devlet iradesi bugüne kadar Bakan Koca’nın hep yanındaydı. Pandemi sürecinden beri Bakan Koca bütün ihmallerine, süreci çok kötü yönetmesine rağmen bugüne kadar hep korunup kollandı. Yani devlet iradesi Türkiye’de hep sadece Dr. Fahrettin Koca’nın yanında oldu.
Dünkü protestoda insanlar Bakan Koca’yı yuhalarken devletin polisi Bakan Koca’yı koruyordu. Ancak aynı devlet, görevi başındaki doktoru korumuyor.
Doktorlar darp edilirken, öldürülürken, bu ülkenin doktorları çareyi yurt dışına gitmekte bulurken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sadece boş gözlerle seyretti. Çünkü Fahrettin Koca, ne doktordu, ne de bireydi. O sadece iradesini Erdoğan’a teslim etmiş biriydi. O kadar ki, Erdoğan’dan izinsiz, sağlık çalışanları ile ilgili iyi haberleri vermekten bile aciz biriydi.
Haliyle Fahrettin Koca’dan doktorlara şiddet konusunda bir şey söylemesini veya bir adım atmasını beklemek kelimenin tam anlamıyla saflık olacaktır. Ancak doktorlar ve sağlık çalışanlarının tepkilerinin artarak sürmesi durumunda adımı atacak olan bellidir: Tayyip Erdoğan.
Ve Tayyip Erdoğan’ın atacağı adım da bellidir: Fahrettin Koca’nın görevden affını istemek. Böylelikle hem tepkileri dindirecek hem de Koca’yı görevden alarak puan kazanmış olacak. Fahrettin Koca da belki birkaç ay dinlendirilip sonra yine başka bir görevle karşımıza çıkacaktır.
Fahrettin Koca’nın görevden alınması tartışılırken, diğer taraftan da Koca’yı savunma çabaları dikkati çekiyor. Bunlar arasında en vıcık vıcık olanını ise Türkiye’de çoğu insanın muhalif olarak bildiği Barış Yarkadaş söyledi.
Yarkadaş, dün akşam TV100’de katıldığı programda Bakan Koca’nın birkaç gün önce ayak parmaklarını kırdığını, Dr. Ekrem Karakaya’nın cenazesine o halde geldiğini, Koca’nın insani yanlarının çok güçlü olduğu bir bakan olduğunu söyledi.
Vah vah, ne yapsak? Tepki gösterdiğimiz için Fahrettin Koca’dan özür mü dilesek?
Pandemi döneminde de ihmalleri yüzünden Fahrettin Koca eleştirildiğinde gömleğini bile değiştiremediğini, açıklamalara terli gömlekle katıldığını, açıklamalarındaki üslubun yumuşaklığını gösterip Koca’yı aklamaya çalışıyorlardı.
Bir de Soma’da maden faciası yaşandığında, zamanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın 3 gün aynı gömleği giymesi vardı. Ama hakkını teslim etmek lazım, Yarkadaş’ın bahanesi, o dönemkilerden kat be kat iyi. Yakında bir bakanı, örneğin bir afet sırasında, eleştirilerden kurtulmak için sele falan verirlerse şaşırmayalım.
Barış Yarkadaş herkesi kendisi gibi omurgasız zannedebilir ama doktorlar da, sağlık çalışanları da, bizler de Fahrettin Koca’yı affetmeyeceğiz.