Atatürk Havalimanı’nı 20 katlı binalar yapmak için yıkıyorlar
Atatürk Havalimanı’nın geçen hafta yıkılarak ormana çevrilmesine karşı tavır alanlar bunun Atatürk isminin unutulması için yapıldığını ileri sürmektedir. Oysa, bu yıkımdan bir hafta sonra Maltepe’de Kılıçdaroğlu mitinginde yüz metrelik platformda büyük bir Kılıçdaroğlu resmi ve imzası yer alırken Atatürk ismi ve imzası kullanılmamıştır. Bu ne perhiz ne lahana turşusu… Halbuki, birçok CHP’li “Biz Atatürk’ün kurduğu partiyiz, Atatürk ismini kullanmamak gibi bir şey olamaz” demektedir.
Öncelikle şunu belirteyim, Atatürk Havalimanı’nın yıkılmasında esas neden Atatürk ismini ortadan kaldırmak değil, kuzeydeki havalimanına rakip bir havalimanının kalmamasını sağlamaktır. “İstanbul deprem alanı, o yüzden kuzeye doğru gitmeliyiz” dendiğinde bu fikre karşı çıkmıştım. Gezi Parkı’nın yıkılmasına da ekolojik-Marksist açıdan yaklaşıp karşı çıkmıştım. Peki, bugün Atatük Havalimanı’nın yıkılarak yerine orman yapılmasına karşı çıkmak çelişki midir? Hayır. Çünkü asıl amaç farklıdır. Havalimanı olduğu için Yeşilköy’de en fazla üç dört kata izin verilmektedir. Havalimanının yıkılmasıyla birlikte bu bölgede 20 kata kadar bina yapılabilecektir. Esas amaç budur.
“Atatürk” isminin derin anlamı
“Atatürk”, birleşik isim olarak Mustafa Kemal’e Cumhuriyet’in kuruluş döneminde verilen isimdir. Kurtuluş döneminde “Gazi Mustafa Kemal” iken kuruluş döneminde Atatürk olarak kabul edilir. Nitekim, sol kesimde “Mustafa Kemal” ve Kemalizm Atatürk’ün bağımsızlıkçı Kurtuluş Savaşı dönemi ismi görülüp sembol olarak kullanılırken “Atatürk” ismi “burjuva” olarak görülmüş ve kullanılmamıştır. 70’li yıllardaki devrimci söylemde “Mustafa Kemal” ismi Milli Demokratik Devrimin başlangıcı olarak görülürken “Atatürk” ismi Milli Demokratik Devrimi sona erdiren ve tekelci kapitalizmin Türkiye’de oluşturan İş Bankası’nın kurucusu olarak değerlendirilmiş ve bu yüzden “Atatürk” sola sempatik gelmemiştir.
Peki “Atatürk” isminde ne vardır? “Ata” ve “Türk” kelimelerinden oluştuğunu görürsek bu isme karşı tepkiyi anlarız. “Ata”, Kazak “Ataman”ları, Selçuklu sonrası “Atabey”ler veya Osmanlı devletinin kurucusu “Ataman”dan gelir. Aslında “Osmanlı” kelimesinin kökeni bu Ataman’dır. Nitekim Avrupalılar da Osmanlı’ya “Ottoman” derler. Bu “Osman”dan değil “Ataman”dan gelmektedir. Ayrıca, Dede Korkut da Orta Asya’da “Korkut Ata” olarak geçmektedir. “Ata” kavramı onda da vardır. Bu nedenle “Ata” kavramı bizim kökümüzü Orta Asya’daki Türk varlığına bağlayan bir kelimedir.
“Türk” kavramı ise Göktürk anıtlarında “Türk Tengri” olarak geçer ve esas olarak “güçlü Tanrı” anlamındadır. Nitekim “Tarkun” da (Türk-Hun) bir savaş tanrısıdır ve buradan Kafkas-Karadeniz bozkırına ve Orta Asya’ya “Tarkan” olarak geçmiştir. Aslında “korkusuz” anlamına gelmektedir. Bu nedenle “Atatürk” de yalnızca “Türklerin Atası” olarak değil, “Korkusuz Ata” olarak da anlaşılmalıdır.
Kılıçdaroğlu mitinginde Atatürk resmi neden yoktu?
Bu durumda, acaba Kılıçdaroğlu mitingini neden CHP mitingi veya 6’lı masa mitingi gibi muhteşem bir mitinge değil de sadece Kılıçdaroğlu mitingine çevirmiştir? Kılıçdaroğlu resmi varken büyük bir Atatürk resmi ya da ismi neden yoktur?
1921 Anayasası’nda Kürtlerin ve Lazların etnik kimlikleriyle federatif bir yapını savunulduğunu düşünenler “Mustafa Kemal”e değil “Atatürk”e karşı çıkmaktadır. Çünkü “Atatürk”te “Ata” ve “Türk” vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kimliğini belirleyen bir isimdir bu. O yüzden “Atatürk” ismi günümüzde Kürtlerle ittifak arayışında olan parti ve grupların kavramları içinde yoktur.
Diğer taraftan ise, “tek millet” kavramını ağzına dolayan iktidar söylemi tek milletin Türk milleti olduğunu söyleyememektedir. Yıllardır sağ ve İslamcı söylem “Mustafa Kemal” ismini vurgularken “Atatürk” ismi telaffuz edilmemiştir. Çünkü buradaki “Atatürk” de Hilafeti kaldıran bir isimdir. “Mustafa Kemal”, Osmanlı paşası olarak Kurtuluş Savaşı’nı vermiştir. “Atatürk” ismini aldığında ise Hilafeti kaldırmış ve cumhuriyeti kurmuştur. MSP’den beri “Atatürk” ismi bu anlamıyla reddedilmektedir.
Kapitalizme karşı olan solcuların, laikliğe karşı olan Hilafet yanlısı İslamcılığın ve federasyondan yana olan Kürtçülüğün “Atatürk” ismine karşı çıkışı kendi söylemleri açısından anlamlı ve uyumludur. Hilafetin yıkılmasına karşı çıkanlar, Anadolu’da Kürdistan-Ermenistan kurulmasını isteyenler Türkiye’yi kurduğu için Atatürk’e karşı çıkmaktadırlar. Burjuva toplumu kurduğu için solcular karşı çıkmaktadır. “Atatürk”e karşı çıkış bir sembole karşı çıkış değil var oluşa karşı çıkıştır.
10. Yıl Marşı mı, İzmir Marşı mı?
Atatürk’ün partisi olduğunu söyleyen parti, “Atatürk” ismini kullanmaktan neden uzak düşmektedir? Çünkü, geniş cephe politikasında İslamcılarla ve Kürtçülerle ittifak sağlayabilmek için “Atatürk” isminden kurtulmaları gerekmektedir. En azından görünürde… Diğer taraftan, Atatürkçü Türkiye’deki gençliğin ve kitlenin oyunu almak için “Atatürk”e yukarıdaki eleştiriyi yapamamaktadırlar. Türkiye’deki “Atatürk” isminin dilleri yakması, “Atatürk” isminin ancak maşayla tutulabilmesinin arkasındaki gerçek budur.
Bunun tipik örneği, 10. Yıl Marşı bir dönem popülerken orada “Türk” söz konusuydu. Günümüzde ise İzmir Marşı yaygındır. Bu marşta “Mustafa Kemal Paşa” vardır. Ve Kurtuluş Savaşı dönemi marşıdır. 10. Yıl Marşı ise kuruluş dönemi marşıdır ve “Atatürk” vardır. Bu anlamda bir siyasi grup mitinginde 10. Yıl Marşı’nı mı çalıyor, İzmir Marşı’nı mı çalıyor, yoksa ikisini birden mi çalıyor, bu iyi bir testtir.
“Atatürk”ün etnojenik anlamı
“Tek millet” deyip “Türk” diyemeyenler, Atatürk kavramına karşı çıkmaktadırlar. Anayasa’dan Türk kavramını dışlamaktadırlar. “Atatürk”e karşı çıkış aslında Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmek anlamına da gelmektedir. “Atatürk” ismine, kavramına, ruhuna sahip olmak demek, Türkiye’nin var oluşuyla özdeş bir olaydır. “Atatürk’ün partisiyiz” derken Atatürk’ün dev posterlerini asmamak “Atatürk’ü putlaştırmıyoruz” anlamına gelmez, Kürtçülerin ve İslamcıların dümen suyuna girmek demektir.
Atatürk’ün isminin içinde Kemal + Ata + Türk olduğu gerçeği herkesin yüzüne tokat gibi çarpınca “Atatürk” kenara atılıyor. “Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur” demek, inkarın inkarı olarak “Halifeliği kaldırdı” anlamına gelir. Bu anlamda birçok kişi Atatürk ismini bundan alamamaktadır. Birçok kişi de Türkiye’yi Türk etnojenezi olarak görmeyip Kürtlerin, Lazların memleketi olarak görmektedir ve bu yüzden “Atatürk” diyememektedir. “Atatürk” bu anlamda Orta Asya ve Türk coğrafyasının bütünleşmesi anlamına gelmektedir. Yerel etnilerin ortaya çıkarılması için Atatürk ismini ağzınıza alamazsınız. Atatürk yeni bir dünya görüşüyle Anadolu’da Türk etnojenezi oluşturup Orta Asya’daki Türklerle birleştirip Cengiz Han laisizmini savunan bütünleyici bir düşünceyle ortaya çıktığı için Arap İslamcılığı anlamındaki Hilafetçilik buna karşı çıkar. Atatürk, Osmanlı Hilafetini yıkıp yerine Cumhuriyet’i kurmuş, yani Türk dünyasının yaşam biçimi olan teokratik olmayan demokratik bir yapıyı savunmuştur.
Türk-İslam Sentezi olarak ortaya konulan ve 80’erden beri ileri sürülen tez de Türklerin atalarıyla yani Orta Asya’yla bağlantısı yerine Araplarla bağlantısını ileri sürer. Başımızdaki yeni dert Yeni-Osmanlıcılık ise Türk-Arap-İslam-Sünni eksenli birleşmeyi savunur.
Atatürk ismi gerçekten birçok parti için rahatsız edicidir çünkü bunlar Türk dünyasına karşı olmuştur. Buna da Türk-İslam Sentezi diye karşı çıkmışlardır. Bu, Türk ve Arap bütünleştirmesini “Türkler İslam’ın hizmetine girdiler ve İslam’la taçlandırdılar” diyerek Orta Asya Türk bütünlüğünü inkar eden bir çizgidir.