Kırım Türklerinin Bolşevik Devrim’deki rolü
Stalin, Sultangaliyev’in tas fiyesinin öncesinde yaptığı “Sol ve Sağ Sapmalar” konuşmasında “Sultangaliyev mi Firdevs’i yönetiyor, yoksa Firdevs mi onu yönetiyor?”diye sorar.
Firdevs, Kırım’daki milli komünistlerin önde gelen kişisidir. Stalin’in sorusu Kırım’ın sosyalist devrimci mücadeledeki ağırlığını göstermektedir.
Lenin de Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı bildirisinde Kırım’ın da özerkliğini tanımış ve başkanı olarak Veli İbrahim’i göstermiştir.
İç Savaş’ta Bolşevikler Moskova’ya sığınmışken Volga boylarında, Sibirya ve Türkistan’da savaşı Tatar Kızılordusu yürütmüştü. Kırım’da da aynı durum söz konusuydu.
Bolşevikler ve Moskova merkezinin güçsüzleştiği bu dönemde çevre ve merkezkaç güçlerin özerkliği tanınmıştı. Merkez güçlendiği zamansa karşı çıktılar.
Rusya dağılacak, Kırım ve Kazan özerk olacak
Ukrayna’daki Rusya ile Amerika ve NATO arasındaki savaş, Rusya merkezinin bu bölgede egemenlik olanağının kalmadığını gösteriyor. Sovyetler’in dağılması sonucu Özbekistan, Kazakistan gibi ülkeler bağımsız oldu. Şimdiki ikinci dağılmada ise Karadeniz’de Kırım Hanlığı, kuzeyde Kazan Hanlığı hatta Sibir Hanlığı bölgelerinin özerkleşmesi muhtemeldir.
Cumhurbaşkanı’nın, Zelenski ile yaptığı görüşmeden sonraki konuşmasında Kırım’ın özgürlüğü ve özerkliği için gösterdiği destek için Zelenski’ye teşekkür ettiği görüldü.
Bu Türkiye’nin politikasının benim savunduğum gibi Kırım’ın Rus ya da Ukraynalı olmadığı ve özerk olması gerektiği yönünde olduğunu gösterir. Oysa Kırımlı gruplar kendilerini Ukraynalı sayarak Kırım’ın Ukrayna’nın olduğunu ve Ukrayna egemenliğini savunmaktadırlar.
Karadeniz’in Mavi Vatan olarak algılanması ve tarihsel Moskof fobisinin ortadan kalkması, Kırım’ın özgürleşmesi ve özerkleşmesi için bir iklim yaratabilir.
Türkiye Kırım’a müdahale konusunda cesur olmalı
Yıllarca Kıbrıs’a müdahale etmeyen Türkiye’nin en imkansız anda müdahale etmesi gibi Rusya’nın tükendiği bu durumda Türkiye Karadeniz’in kuzeyinde operasyon yapma cesareti gösterebilmelidir.
Azov komutanlarının fizyonomilerine baktığmız zaman üçünün tipik Nogay Tatar, diğerlerinin de Kuman ve Kozak tipinde olduğu görülüyor. Bu bölgede kendilerine Ukraynalı ya da Malorus diyen unsurlar bunlardır.
Moldova’dan başlayarak Dinyeper-Özi, Dinyester-Turla, Don-Aksu, Volga-İdil, Hazar Denizi’ne dökülen Cayık-Ural arasında kalan düzlükte etnik homojenleşme İskitlerden beri sürmektedir.
Batu Han’dan günümüze Kırım’ın etnik yapısı
Ukrayna Savaşı’nı da Wagner Ayaklanması’nı da anlayabilmek için buradaki etnik kimlikleri ve tarihsel güç gruplarının koalisyonunu anlamamız gerekir.
Batu Han bu bölgeye geldikten sonra tüm feodal yapıları yok etmişti. Yeni yapılanma, Altın Orda düzenidir. Altın Orda defter, damga gibi unsurlarla bir devlet yapılanmasına gitmiştir.
Bu devlet yapısında “han kotermek” denilen eski Türk-Tatar geleneği vardı. Hanın dört büyük güç tarafından bir geyik derisi içinde yukarı kaldırılması ile yapılırdı. Tarihsel anlamda çar olan Putin’i ayakta tutan da bu dört büyük güçtür.
FSB (Rusya Güvenlik Teşkilatı), GTU (Askeri İstihbarat Merkezi), Genelkurmay ve Ulusal Güçler Organizasyonu, Wagner yürüyüşü esnasında neden karşı çıkmadılar? Ana sorun budur.
Ukrayna’daki başarısızlıkta Putin suçlanmıştır. Bu dört organizasyon bu nedenle Wagner ve Prigojin’i desteklemiştir.
Kiev-Çernigiv Prensliği en önemli güç iken Batu bunu ve Rus ismini kullanan İskandinav kabilelerinin otoritesini yerle bir etmişti.
Ukrayna’daki halk, bütünüyle bu bozkır halkıdır. İskandinav halkı etnik oluşuma katılmamıştır.
Ukrayna ve Rusya’nın etnik açıdan yapaylığı
Moskova halkı dinsel otorite dışında Tatarlar tarafından oluşturulmuş Hristiyan Tatar bir halktır. Volga’nın doğusunda Kazan’a kadar olan bölgede ise Müslümanlık yayılmış olduğu için halk kendini tatar, Başkırt olarak tanımlamıştır, Bunların Hristiyan olanları ise bugünkü Rus etnisini oluşturmuştur.
Rusya’nın devlet ve etnik yapısını Altın Orda perspektifiyle anlayabiliriz. Kiev de Kırım Hanlığı perspektifiyle anlaşılabilir ama onun batısında kalan Katolik bölge ise Polonya-Litvanya çerçevesinde anlaşılabilir. Bu anlamda Ukrayna da Rusya gibi yapaydır.
Batu’nun Hristiyan oğlu Sartak ölmeseydi belki Tatarların tümü bugün Rus etnisine katılabilirdi. Tatar-Moskova zıtlığı etnikten çok dinsel bir zıtlıktır.