Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan başta olmak üzere 68’in devrimci gençleri, o dönem Ortadoğu’da yükselen devrimci mücadelenin merkezi olan Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FDHKC) ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) yardıma gitmişlerdi. Bu iki örgütün mücadelesi, Ortadoğu halklarının kurucu rehberi olmuştur. Bu iki örgütün yenilmesi sonucu, Kara El örgütüyle mücadele küreselliğe dönüşmüştür. Ünlü Leyla Halid uçak kaçırma eylemi ve 1972 Münih Olimpiyatları baskını sonrası, Filistin mücadelesi küresel bir terörist yönelime sahip olmuştur.
Bundan sonra Filistin’de devrimci düşünce ve örgütlenmeler yerine İslamcı örgütlenmelerin yolu açılmıştır. Özellikle Filistinli devrimci örgütlere karşı, İslamcı ideolojiler örtülü ve açıkça desteklenmiştir.
İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılar, stratejik ve taktiksel planda yer üstü yapıları tamamen yıkmak ve insanları bu bölgeden sürmek biçimindedir. Bu plan adım adım işlemektedir. Yoksa, bu harekatta yer üstü ve yer altında HAMAS’la mücadeleye girmek gibi bir hedefleri yoktur. Taktiksel plan, yakıt vermeyerek tünellerdeki jeneratörleri susturmak, böylece tünelleri tamamen karanlığa hapsetmek ve havalandırmaları durdurarak da havasız bırakmaktır. Bu anlamda, tünellere girip HAMAS’la savaşmak düşüncesi hem saçma hem de gereksizdir. Yer üstünde ise bütün merkezi hedefleri yıkarak, buradaki insanları sürüp, Gazze’ye tamamen egemen olma hedefi bulunmaktadır.
Bu taktik, benzer şekilde, daha önce Halep-Hama-Humus bölgesinde ve Ukrayna’da Mariupol’da da uygulanmıştı.
Suriye’de Türkiye’nin geçen ay yaptığı operasyonu değerlendirirken bunun bir ABD-Rusya anlaşması olduğunu vurgulamıştık. Ukrayna’da da Rusya ile ABD arasında üstü kapalı bir barışa doğru gidilmektedir. Buna karşılık Çin, İran ve son olarak da Suudi Arabistan ittifakının oluşturduğu Şii Hilali, HAMAS’la Akdeniz’e doğru ilerlemektedir. Yemen’in zorla olaya monte edilmek istenmesi de Kızıldeniz’e açılan kuşağın bu denkleme sokulmasıdır.
İran’ın Çin ile yaptığı anlaşmalardan sonra güçlenmesi, İsrail’i bölgede yalnız bırakmaktadır. Bu yalnızlığını Amerikan donanmasıyla gidermek istemektedir. PKK/SDG’nin sağladığı destek, Şii Hilali’nin İsrail’e cepheden saldırmasını engellemektedir.
“Tünellerle mücadele” gibi taktiksel kavramların bu jeopolitik ve jeostratejik tabloda bir önemi kalmamaktadır.
Çin’in Afganistan’dan İran’a, oradan da Şii Hilali ile ulaşma yolu İsrail tarafından kesilmek istenmektedir. Benzer bir yol olan Şii Hilali’nin Suriye üzerinden Akdeniz’e ulaşma isteği ise Türkiye tarafından kesilmiştir. Bu anlamda, basit bir denklem söz konusu değildir.
Gazze’deki olaya Gazze ile sınırlı bakmak siyasi ve ekonomik körlüktür. Bu olayın esas aktörlerinden biri ABD’dir ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinin hizaya sokulması istenmektedir. Akdeniz’e gönderilen Amerikan uçak gemileri, Arap ülkelerinin yöneticilerine ABD’nin gücünü hatırlatma amacındadır. Şekilsel de olsa, Çin ile yapılan bazı petrol anlaşmaları, İran’la klasik çelişkilerin aşılarak Sünni Müslüman ile Şii Müslümanın “petrol kardeşliği” adı altında yakınlaşması, ABD’nin gücünü bu bölgeye getirmesine neden olmuştur. Amaç aslında Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesidir.
HAMAS karşıtı yorumlar, HAMAS’ın bu kışkırtmayı bizzat İsrail desteğiyle yaptığıdır. Diğer bir yorum ise HAMAS’ın büyük bir kahramanlık yaparak İsrail’e bir ders verdiğiydi. Ancak gelinen duruma baktığımızda, İsrail’in tüm hastaneleri bombaladıktan sonra bölgeye fiilen hakim olduğunu görüyoruz. O beklenen “HAMAS direnişi” yaşanmıyor. Diğer taraftan, İsrail ordusu Gazze’nin her yerine giriyor ancak HAMAS yine ortada yok.
Deniliyor ki, “HAMAS, İsrail’i tünellere çekmek istiyor.” İsrail bunu niye yapsın?
Tüneller olgusu abartılıyor. İki boyutta:
1. Gazze halkı bunca bombardıman altında ölürken, tünellere niye saklanmıyor? Tüneller neden bir sığınak gibi işlev görmüyor?
2. Filistin’in elektriği kesilince tünellerde aydınlatma ve havalandırma nasıl yapılacak? Tüneller HAMAS için Hades’e dönecektir. Birkaç ay içinde tünellerde yaşayan kimse kalmayacaktır.
Aslında, benim düşüncem, HAMAS’ın güneydeki tüneller vasıtasıyla çoktan Mısır’a geçtiğidir. İsrail ordusuna bir direniş olmamasının nedeni budur.
Peki, İsrail’in bu boyutta bir karşılık vereceğini HAMAS hesap etmemiş midir? Muhtemelen etmiştir.
Sonuçta karşımıza şu tez çıkmaktadır: HAMAS, İsrail’in Gazze’ye saldırısını meşrulaştıran bir eylem yapmış, ardından da Mısır’a geçerek Gazze’yi İsrail işgalinin bir hedefi haline getirmiştir.