DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, dünkü basın toplantısında Başak Demirtaş konusunu netleştirmiş:
“Sanırım bir yanlış anlaşılma var. Sosyal medyada polemik konusu oldu. Başak arkadaşımızın yaptığı açıklamanın kendisi bizim açımızdan resmi başvuru niteliğindedir. Evrak anlamında ekstra bir başvuruya ihtiyacı yoktur. Biz bu başvuruyu aldık kabul ettik.”
DEM Parti, İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerle ilgili adaylıkları kısa süre içinde kesinleştirecek. Bu açıklandığı zaman CHP’den nasıl tavizler aldıkları da ortaya çıkacak. Demirtaş mı aday yapılır, bir başkası mı, yoksa İmamoğlu’nun karşısına çıkmazlar mı göreceğiz.
Ama şimdilik Başak Demirtaş’ın adının geçmesi ve adaylık talebinin parti tarafından “Baş göz üstüne” tadında karşılık bulması bile yeterli.
Başak Demirtaş’ın, DEM’in CHP’ye yönelik şantaj programında yeni bir unsur olarak öne sürüldüğünü belirtmiştik. (https://www.turksolu.com.tr/chpye-kurt-santajinin-yeni-yuzu-basak-demirtas/)
Buraya kadar herşey öngörüler dahilinde. Anlaşılamayan, CHP’nin dut yemiş bülbül sessizliği! Sosyal medyaya yansıdığı kadarıyla aynı sessizlik parti tabanına da hakim.
Özgür Özel, işbirliği ve ittifak görüşmesine oturduğu parti tarafından yapılan şantajı zaten “saygı duyulması gereken yaklaşım” olarak kodlamıştı. Dolayısıyla CHP’den ve CHP medyasından da herhangi bir sorgulama yok.
İyi Partili Buğra Kavuncu’nun ve Zafer Partili Azmi Karamahmutoğlu’nun adaylığı “oyları bölerken” ve “Saray’a hizmet” ederken, DEM’li Başak Demirtaş’ın neye hizmet edeceğini neden kimse konuşmuyor?
CHP cenahındaki sessizlik, Başak Demirtaş’ın CHP’den çok oy tırtıklamayacağına olan inanç ise güçsüz bir DEM ile yapılan görüşmelerin dayanağı ne?
Tam aksine CHP’nin, DEM’in abartılan gücü ve “kilit parti” mavalı karşısında büyülenecek kadar akıl tutulması içinde olduğu herkesin malumu.
O halde İyi Parti ve Zafer Partisi adayları ne kadar zayıf olusa olsun (ki bu da 31 Mart’ta test edilecek) oy bölme hakları yok. Ama Kürt seçmeni davar sürüsü gibi masaya sürüp sağa sola çemkiren PKK uzantılarının dokunulmazlığı her türlü var.
Başak Demirtaş’ın açıklaması üzerinden neredeyse 10 gün geçti.
Bir tane sol, sosyalist, muhalif yayın, yazar, televizyoncu tek kelime edebildi mi? En basitinden mesela “Siz derin devlet Akşener ve faşist Özdağ gibi olmayın, AKP’ye hizmet etmeyin” uyarısı yapan bile yok.
Hadi biliyoruz ki sosyalistler zaten zavallı. Ancak PKK namlusu altında varlık gösterebiliyorlar; Tunceli’de umut olabilmiş tek adaylarını, tek sokağıyla Tunceli’nin gayrı safi yıllık hasılatını katlayan Kadıköy’e sürgün göndermeye razı oluyorlar…
Bir tane CHP’li milletvekili çıkıp ihtimaller üzerine bile konuşamıyor. İkiyüzlü ithamı karşısında savunmasız kalacaklarını bildikleri için belki de.