Taksim’deki bombalı saldırının ardından gözaltına alınan 50 şüpheli bugün adliyeye sevk edilirken saldırıyla ilgili şüpheler, kamuoyu nezdinde açıklığa kavuşmuş değil.
Saldırının gerçekleşmesinin ardından çok kısa bir süre sonra bombayı koyan Ahlam Albashir, aylardır kaldığı evde yakalanmıştı. En büyük şüphe burada ortaya çıkıyordu. Albashir, saldırı sırasında üzerinde olan kıyafet dahil pek çok şeyle birlikte yakalanmıştı.
İddiaya göre PKK tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirilen Albashir’in saldırıdan sonra -sanki yakalanmak için- aylardır kaldığı eve geri dönmesi ve yakalandığı andaki yüzünde beliren şaşkınlık, aslında yakalanmayı pek de beklemediğini gösteriyordu.
Bombacının üzerindeki New York tişörtü ve sonrasında Süleyman Soylu’nun ABD’ye veryansın etmesi falan, işin içinde bir kurgu mu var şüphesi uyandırıyordu.
AKP iktidarı, saldırının ardından hemen eylemin sorumlusunun PKK olduğunu açıkladı. İlk elde elbette en makul, insanların aklına ilk gelen de PKK ihtimali oldu. Taksim saldırısından hemen sonra insanların aklına 7 Haziran-1 Kasım süreci gelmişti. PKK o dönemde yapılan bütün saldırıları üstlenmesine karşın, Taksim’deki saldırıyı üstlenmedi.
Bir terör örgütü, terör saldırısından çıkar sağlayacakken neden ısrarla saldırıyı üstlenmekten kaçınır?
Neden yakalanan teröristler PKK profiline uymuyor?
Hayır yani PKK içerisinde sırf Araplardan oluşan bir hücre yoksa, bu saldırıyı gerçekleştirenler gerçekte kim?
Önceki gün Taksim saldırısı üzerine yazdığım yazıda AKP’nin göçmen politikasının saldırıya zemin hazırladığını belirtmiştim. Sınırlarımızdan sorgusuz sualsiz sokulan milyonlarca “sığınmacı”nın içerisinde kaç tane terörist olduğunu sormuştum. Esad’ın istihbarat elemanları, terör örgütlerinin militanları, kim bilir daha kimler, AKP eliyle Türkiye içine sokuldu.
Erdoğan, Soylu, Davutoğlu ve AKP’nin göçmen politikasının teorisini yapan, pratikte uygulayıcısı daha kimler varsa, bu saldırıdan onlar sorumludur. Bilinçsiz göçmen politikası sonucunda ülkeye farklı örgütlerden sayısını bilmediğimiz terörist soktular.
Aslında AKP; Suriye iç savaşını Türkiye’ye, İstanbul’a taşımış oldu. İstanbul’da 1 milyonu aşkın “sığınmacı” var. Bunların kaçının terör örgütleriyle irtibatı var? Teröristleri ayakkabı numarasına kadar bilen Soylu, bunu biliyor mu? Biliyorsa, gerekeni yapıyor mu, yoksa bu ensar kılıklı teröristlerin başka yerlerde de bombalı saldırı yapması mı bekleniyor?
Bombalı saldırıyı gerçekleştiren Ahlam Albashır’a yardım ve yataklık ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınanların hemen tamamı Arap ve bunlar yıllardır Türkiye’de bulunan, şirket, atölye falan kurma imkanına kavuşmuş kişiler. Saldırgan da zaten bir tekstil atölyesinde işçi olarak kamufle olmuştu.
Anlayacağınız, bombalı eylemi gerçekleştiren kişi, bütün bağlantıları, saldırını planlayıcısı, teröristin geldiği yer, hepsinin cevabı Suriye.
Diğer taraftan, gözaltına alınan 50 kişi, daha 4 günlük gözaltı süreleri dolmadan hemen hakim karşısına çıkarıldılar. Emniyetin bu kadar kısa süre içerisinde bu kadar insanı tespit etmesi, yakalaması, sorgularının, bağlantılarının falan ortaya çıkarılması, başarı olarak gösteriliyor. Ancak şöyle bir şey de var ki, her şeyin bu kadar çabuk halledilmesi, bombalı saldırı ile ilgili bir şeylerin üzerinin örtülmeye çalışıldığı şüphesini doğuruyor.
Taksim saldırısı, AKP açısından aydınlatılmış olsa bile bu açılardan henüz tam olarak aydınlatılamamış ve kamuoyu ikna edilememiştir. Saldırı sonrasında çıkan Suriye operasyonu söylentileri, internet yasağı vs Taksim saldırısının AKP tarafından yaklaşmakta olan seçimlerde kullanılacağını işaret ediyor.