Türkiye iki gündür Selahattin Demirtaş’ın Kobani davasındaki savunmasında “hükümetin teröristbaşı Apo’yu muhatap alması gerektiğini” söyleyip söylemediğini tartışıyor.
6 Eylül günü görülen Kobani davasına SEBGİS üzerinden katılan Selahattin Demirtaş, “PKK’nın silah bırakması ve çözüm için Öcalan’la görüşülmesi gerektiğini” söylemişti. Demirtaş’ın açıklamaları HDP’nin internet sitesine de konmuş ve HDP’nin sosyal medya hesaplarından paylaşılmıştı. Ancak daha sonra “açıklamaların bağlamından kopuk kullanıldığı gerekçesiyle” HDP’nin sitesindeki açıklama kaldırıldı ve sosyal medyadaki paylaşımları da silindi.
HDP’nin sitesindeki açıklamaya itiraz eden Demirtaş’ın basın danışmanı Zinar Karavil’di. Karavil, Demirtaş’ın sözlerinin haberleştirilirken sözlerinin bağlamından koparıldığını söylüyordu. HDP de abone olduğu bir ajanstan aldığı açıklamayı parti sitesine koyduğu için Karavil’in açıklamasından sonra sitedeki açıklamayı kaldırmıştı.
Peki, o halde Demirtaş ne demişti? Daha doğrusu bağlamından koparılan neydi?
HDP’nin sitesinde yer alan ve sonradan kaldırılan açıklamaya göre Demirtaş “Çözüm için Abdullah Öcalan yetkilidir. Türkiye Cumhuriyeti demokrasi karşılığında Öcalan ile görüşmelidir.” demişti.
Karavil, bu ifadelerin nesine itiraz etmişti bir de onu görelim: “Demirtaş sorunların silahla, şiddetle çözülemeyeceğini, PKK’nın silahları bırakması gerektiğini, bunun için de Öcalan ile görüşülmesi gerektiğinin doğru olacağını belirtti.” demiş sosyal medyadan paylaştığı mesajda.
HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, duruşmayı izleyenler arasındaydı ve basına yaptığı açıklamada Demirtaş’ın şunları söylediğini aktardı: “‘Ben silahla bu işin çözüleceğine inanmıyorum, şiddetten uzak durulması gerektiğini düşünüyorum. PKK bu anlamda silah bırakacak duruma gelmeli, hazır olmalı, bunun karşılığında devlet de Öcalan’la görüşmeli, bu durum karşılığında Öcalan’la görüşmeli, çözümü sağlayacak olan Öcalan’dır, çünkü çatışmanın tarafı olan hareketin lideri olan odur, dolayısıyla Öcalan’la görüşmeli, görüşmenin sonunda da demokrasiye evrilen bir aşamaya gelinmelidir’ dedi.”
Bu üç açıklama arasında fark görebilen var mı? Varsa bir zahmet beri gelsin.
Demirtaş, PKK’nın silah bırakması ve çözüm için hükümetin Apo’yla görüşmesi gerektiğini söylemiş mi söylememiş mi?
Neyin tartışması yapılıyor anlamak mümkün değil.
Sanki Demirtaş bu sözleri ilk defa söylüyor! Türkiye seçim sathı mailine girdiğinden beri Demirtaş aynı pilavı ısıtıp ısıtıp önümüze sürmüyor mu?
Ayda en az iki kez, “Hükümet Öcalan’ı muhatap almalı” türküsünü söylemiyor mu Edirne’den?
Gazetelere yazdığı yazılarda, verdiği röportajlarda yeni bir çözüm süreci için en önemli şart olarak bunu ileri sürmüyor mu?
Dünkü Cumhuriyet gazetesinde konu ile ilgili bir haber vardı. Haberin başlığı şöyle: “Demirtaş’ın şaşırtan açıklamasını HDP duyurdu.”
Haberi yapan muhabir kim bilmiyorum, haber imzasız yayımlanmış, ama kendisine nerede yaşadığını sormak lazım. Cumhuriyet gibi bir gazetede çalışıyorsun da hiç mi gündemi takip etmiyorsun?
Hadi muhabir işe yeni başlamış olsun, acemi olsun, böyle bir haberi editörler nasıl koyabiliyorlar? Herkes bitti, Demirtaş’ı şirin gösterme görevi Cumhuriyet gazetesine mi kaldı!
Sadece Temmuz ayında Demirtaş Apo ile masaya oturma çağrısını iki kez yaptı. Ben de bu çağrılar üzerine bu sayfada iki yazı yazdım.
En nihayetinde Demirtaş demiş ki, ne ben ne de bir başkası önemli değil, önemli olan tek kişi Apo’dur. Hepimiz onun adamıyız, bizimle vakit kaybetmeyin, direk onunla görüşün. Bu aynı zamanda Demirtaş’ın, Apo’nun ve PKK’nın kuklası olduğunun da itirafı demek.
Demirtaş sadece bu pazarlıkta bir aracı rolü oynuyor. Tıpkı daha önce çözüm sürecinde posta güvercini olduğu gibi. Demirtaş zaman zaman yaptığı açıklamalarda AKP ile kol kola yürüdükleri o “eski ve güzel” günlere olan özlemini de dile getiriyor.
Hatta bunun için HDP tabanını pazarlık malzemesi olarak kullanmaktan çekinmeyecek kadar da ahlâksız. AKP’ye “sen Öcalan’la masaya otur, biz de HDP olarak tavrımızı ona göre alalım” demeye getiriyor. AKP’nin iktidarda kalmak için, ikinci bir çözüm süreci dâhil, yapmayacağı şey olmadığını biliyoruz da, Demirtaş’ın da AKP ile Apo’yu masaya oturtmak için yapmayacağı şey yokmuş, öğrenmiş olduk.
Burada aslında tartışma varmış gibi bir algı oluşturuluyor ama ortada tartışılacak bir şey yok ki. Demirtaş bunu demedi aslında şunu demek istedi diyenler de Demirtaş’ın “Apo’yu muhatap alsınlar” dediğini söylüyor.
Peki bu kadar tartışma nereden ve neden çıkıyor?
Türkiye’nin seçim sürecine girmesiyle pazarlıklar ve ittifak çalışmaları gittikçe hız kazanıyor. Tüm bu tartışmalar da bununla ilgili. AKP ilk defa bu kadar köşeye sıkışmış bir durumda seçime katılıyor. PKK da bundan istifade yeniden AKP’yle masaya oturmak istiyor. Demirtaş gibileri de burada aracı rolü oynuyor ve pazarlık yapmaya çalışıyor.